Evde şu çilek gibi hissetmek istiyorum!

Buşra Karagöl
2 min readApr 12, 2020

--

Hapsolmuş Çilek

Evde kal çağrılarının sık yapıldığı, evde kendimizi gelişime verdiğimiz (mutfak da dahil ) bir dönemdeyiz. Bu dönemden gizli bir zevk alıyorum. Sonsuz eğitim fırsatı elimizin altında. Kimse benden bir şey istemesin hatta telefonuma bildirim gelecekse sadece Zoom katılım linkinin paylaşıldığı mailler gelsin istiyorum. Atlamayayım diye kendime ajanda bile oluşturdum. Aksi gibi özellikle akşam 8 ya da 9 da bazı online eğitim ya da söyleşiler çakışıyor. Üzülüyorum.

Her eğitimde o minik pencerelerden yeni yüzler,yeni arka fonlar izliyorum. Kafamın arkasında evin neresinde acaba şimdi, makyaj yapmış mı, ne giymiş diye süzgeçler aktif tabi. Ya da her Zoom öncesi mikrofonu açık kalan kişilerden nasıl gaf ya da ilginç bir şey duyacağız gerilimi yaşıyoruz diğer bilinçli katılımcılar olarak.(Birisi Survivor izliyor onu bir kapatsak mı artık? aklımda kalanlardan)

Hatta bu akşam gönüllüsü olduğum Öğrenme Tasarımları ekibinin Çevrimiçi Tekno Partisi’ne davetliyim. Farklı odalarda bolca teknolojik araç öğrenip müzik dinleyeceğiz. Ekipçe öğrenmeyi ve eğlenmeyi seven insanlar olduğumuzu her geçen gün daha çok görüyorum.

İnternetten uzun süre ayrı kalamıyorum çünkü Linkedin, Instagram gibi platformlarda ya yeni bir eğitim haberini kaçırırsam? İşinde iyi olduğunu bildiğim bazı isimlerle tanışma fırsatı yakalamışım bırakır mıyım hiç!

Hem elimde kısır tabağımla kaç toplantıya girebilirim ki gerçek iş dünyasında? Ya da canlansın diye hindistan cevizi yağını boca ettiğim sımsıkı topuzumla kaç görüşmeye katılabilirim? Canım istediğinde kendime çeki düzen verir kamera karşısına da geçerim kenarda çayım, kahvem olması şartıyla. Bilirsiniz onlar olmadan asla.

Velhasıl kendimi şu çilek gibi hissetmek istiyorum. Evde eğitimlerle geçsin zamanım, işe ya da başka yere gitmek zorunda kalmayayım. İstersem bir Magnoliaya lezzet veririm istersem çılgın bir smoothieye renk verir görsel şölen sunarım. Değil mi ama?

--

--

Responses (2)